Bio enerji günümüzde çok farklı biçimlerde ifade edilmektedir. Tabi ki bunu normal karşılamak lazım.
Çünki , her kişi kendi keşfiyatı ve sahip olduklarına göre yorum yapmaktadır.Aslında bu enerji her insanda, hatta evrende var olan, her varlıkta bulunmaktadır . Bizi şu an ilgilendiren, insan ve metafizik varlıklarda bulunan kısmıdır.Kainatın özü enerji değimi dir zaten.İnsan da, en önemli etkender den biri ruh olduğuna göre, enerji de bunun özüdür.
Ama bazı şeyleri doğru ifade etmek gerekir.Bu konuları o kadar basite indirgediler ki, her kişi enerji kümesi oldu çıktı bu zamanda .
Tabi ki burada, bu işi hakkıyla yapan kardeşlerimi tenzih ederim. Onlar baş tacı.
İnsan en mükemmel bir surette yaratıldığı için, hiçbir şey afaki gelemez. Öyle cihazatlarla donatılmıştır ki, miraca da çıkabilmiştir, bir anda bir çok yerde de bulunabilmiştir, Öldükten sonra berzah aleminden gelip, dünya da tasarrufta da buluna bilmiştir.
Bu yüzden bizler, kimse bunu yapamaz , böyle şeyler olamaz demiyoruz, her kes bunu yapamaz diyoruz.Yapsa da, istenilen derecede istifade edemez diyoruz. Çünki, insanlarda ki bu cihazat ve kabiliyetlerin, donatıların ortaya çıkması ve doğru işlem görebilmesi için, belirli şartların oluşması ve bazı etkenlerin bir araya gelmesi gerekmektedir diyoruz.Konu çok derin bir mevzu.Kısaca ifade etmek lazım.
Öncelikle şu an , bizler de dahil olmak üzere, piyasa da bioenerjistim diyen kardeşlerimizin genel bir kısmı, musallat türü rahatsızlıklarla veya izdiva veya silsile yoluyla bu alemlerle iştigal etmiş kimselerdir.Bu şekilde çarka veya auraları açılarak enerji boyutunu keşfedebilmişlerdir.
Önemli olan bu enerjiyi doğru ve yeterli derecede kullanabilmektir.Kimin, neyi nasıl yaptığı bizim konumuz değil.Konumuz bizim bu işi nasıl ve ne derece de yapabildiğimizdir.
Bu konuda İstanbul da, özel kabiliyetleri olan kardeşlerimzi , doğru bir şekilde yetiştirmeyi düşünüyoruz inşeallah.
Bio enerji ve metafizik alemlerini aynı anda kullanabilmek , mükemmel neticeler vermektedir. Bunun içinde doğru ve mükemmel bir eğitim almak gerektir .Bu konuda doğru kardeşlerimizi doğru bir eğitime bekliyoruz .
Telefonla irtibat kurabilirsiniz.
1-Bio enerji ve Ruhani Tedavi Usulleri
İnsanlar üzerinde bir çok musibetler, sıkıntılar ve hastalıklar vardır. Bazı sıkıntı ve hastalıklar uzun tedavi süreçlerinde dahi neticelenmemektedir. Bu durumda her zaman , neden geçmedi . Acaba başvurduğumuz sebepler mi etkili veya doğru sebepler değildir diye, başvurduğumuz doktorları veya hocaları, ve yahut da altarnatif tıp unsurlarını sorgularız. Bunun sebebi mağnevi ve maddi sebepler olarak ikiye ayrılır. Burada sadece görünen usullerinden bahsedeceğiz.
Burada ki asıl sorun, doğru teşhis yapılamaması veya teşhis edilse de doğru ve etkili tedavi edilmemesindedir.
Bildiğiniz üzere, sadece ağır derecede cini ve ruhani hastalıklara bakmam sebebi ile çok ağır musallatlıklarla karşılaşmaktayım. Burada anladım ki, yıllarını boyun fıtığı, romatizmal ağrılar veya eklem ağrılarından şikayeti olan kişilerin, yıllarca kendilerini boşuna ilaçlarla zehirlediklerini gördük. (Bura da cinni hastalıkla , tıbbı hastalığın ayırt edilmemesinden bahsediyoruz. Yoksa, tıbbı ağrılar veya hastalıklar konumuz değil ve neticesi ancak tıbbi müdahale ile olur.)
Bunu bilerek keşfetmedik. Hastalarımızın, tedaviler sonrası bu tür ağrılarının da geçtiğini , yılardır doktor doktor gezdiklerini ve netice alamadıklarını , söylemelerinden dolayı anladık ki, cinler insanın bedenine yerleşince değişik eklem boşluklarını ve damar ve sinir kısımlarını mekan edinip, oralara bu tür ağrıları vermekteler ve bunlar, bu tür bölgelerden sökülüp alınmadıkları takdirde, bu sıkıntılar geçmemektedir. Özellikle atardamar vasıtasıyla bedenin tüm noktalarını , yani kanın ulaştığı her bölgeye ulaşarak , orada dayanılmaz ağrı ve sancılar oluşturmaktadırlar. En büyük sıkıntıda zaman ilerledikçe tüm bedeni kaplamaları ve bu tür ağrıları bir çok uzva vermeleridir.
Hissiyatları açık olan kişiler, bu tür varlıkların bedenlerinde dolaştıklarını aynen hissederler. Damar içinde dolaştıklarını , sinirlere baskı uygulayarak, dayanılmaz ağrılar verdiklerini bire bir hissederler.
Özellikle, ense kökündeki diskler bölgesinde ve ayak topukları kısımlarına dayanılmaz acılar verirler. Zaten genelde enseden ve ayaklardan bedene yerleşirler ve bu bölgeleri mekan edinirler. Barındıkları ve saklandıkları en uygun mekanlar bu gibi yerlerdir.
İlk başta, sadece bir sinire baskı uygulamaya başlarlar ve sigara dumanı misali bütün vücudu kaplarlar. Tek noktadan başlayan ağrılar, eğer hemen müdahale edilmezse, bütün bedeni kaplar ve dayanılmaz ağrılar verirler.
İnsanın beynindeki damarlarda yayılmaya başlayınca, sanki beyine dikenli teller döşemişler veya çekip koparacaklarmış gibi acılar verirler. Boyunda ki , kulak arkasından geçen kalın damarda işleme başladıklarında ise, sanki damarın içersine beton atılmışcasına katılık ve ağrılar olur , boynumuzu sağa sola çevirmeye çalışınca boyundaki ve beyindeki damarlar kopacakmış gibi acılar çektirirler.Beyindeki damarlara müdahale edince ayak kısmına veya kürek kemikleri bölgesine kayarlar ve ayaklara dayanılmaz kaşıntılar şeklinde ızdırap verirler. Bu kaşıntılar o kadar dayanılmazdır ki, ayak derisini yüzmek istersiniz. Yeter ki o kaşıntıdan kurtulasınız.
Bizlerin burada en şanslı veya talihsizlik de diyebildiğimiz durumumuz, Hissiyatlarımızın çok gelişmesinden dolayı, hasta üzerindeki tüm sıkıntıları ve musallatlıkları bire bir kendi bedenimize çekmemiz ve bu şekilde tedavi sürecini başlatmamızdır. Bu bizim için sıkıntı, hasta içinse büyük bir avantajdır. Sebebi ise, sıkıntıyı kendi üzerimize çektiğimizden dolayı kendimizi kurtardığımız an, hastayı da kurtulmasına vesile oluruz ve hastanın neler yaşadığını , hangi anlarda sıkıntı çektiğini, ne zaman saldırı olduğunu v.b halleri anında hissedebildiğimiz ve haberdar olduğumuzdan dolayı tedavi süreci daha profosyenelce takip edilmekte ve gerekli müdahaleler, anında yapılmaktadır. Öyle ki , bağzı durumlar da , daha hasta bizi aramadan, biz hastayı aramakta ve sıkıntı olacağını haber verebilmekteyiz. Burada ki en büyük sıkıntı bire bir hastanın tüm çektiği acı ve ızdırabları , bizlerin de çekmiş olmasıdır.
Yine insanın en zayıf bölgelerden biriside kulunç kemikleri dediğimiz kısımlardır. O bölgelerde yerleşince sanki hançer saplanmış , fareler kemiriyorlarmış veya matkapla oyuyorlarmış casına ağrılar hissedersiniz.
Günümüzde, bio enerji gibi yöntemlerle bu tür sıkıntılara müdahale edilmekte ve müdahale eden kişi işinin ehli ise, harika neticeler alınmaktadır. Buna birde ruhani tedavi usulleri ilave edilince insanı hayrette bırakan neticeler alınmaktadır.
Bizler tedavinin daha etkili olması için, bio enerji, ruhani tadavi usulleri ve rukye tadavi usullerini aynı anda uygulamaktayız. Tâki netice daha kusursuz olsun.
Bunun en güzel yönü, ruhani tedavilerde zaman ve mekan kavramlarını biraz daha genişletip, kişi yanınızda olmadan, uzaktan da , telefon gibi iletişim araçları ile de tedavi yapılabilinmektedir. Tedaviyi yapan ruhaniyat veya astral seyahat dedikleri gezintiyi yapan kişiler olursa, sanki yanınızdaymışlar gibi tedavi yapabilmektedirler.
Bu kişilerin en büyük sıkıntısı, tedavi sonucu aldığı neticeler sonrası , tedavi olan hastaların refaransları ile çok geniş bir çevre edinmesi, meşhur olması, bunun sonucu olarak ta, piyasada kendilerine ekmek kalmayacak korkusuna düşen sanal hoca veya medyumların ,[sanal alemde onlarca sahte medyumluk sitesi kurarak bu işi yapanların sayısı, maalesef hiç de az değil.] bu kişilere komplolar kurmaları veya dolandırılmış hasta oyunları ile sürekli sanal alemde yazılar ve şikayetler içeren bildirimler yayınlamalarıdır. Bazen olur ki, canlarından bezerler ve o sanal medyum veya hocaların istediklerini yapmak zorunda kalırlar. Yani kendi alemlerine çekilirler. Tâki piyasa dolandırıcılara ve şarlatanlara kalsın. Bu sizin en büyük kabusunuzdur. Unutmayın ki işi bilmeyen kişilerle kimse uğraşmaz. İşi bilen medyum veya hoca da kimse ile uğraşmaz. İşlerine bakarlar. Uğraşanlar ve çamur atanlar, müşteri kalmayacak korkusunda olan şarlatanlardır. Bu durumda çok uyanık olun. Gerçekten çok az sayıda değerli hocalarımız ve bio enerjisyenlerimiz var. Bu tür komplolara kanarak onlardan da olmayınız. Yazılara aldırmayınız ve bire bir kendileri ile iletişim kurduktan sonra, bu işi yapıp yapamadıklarına sizler karara veriniz. Dediğimiz gibi, bu tür zatlar uzaktan da müdahale edebilirler ve bunu müdahale ettiği kişiye hissetirebilirler. Bu sizin hakkınız , onlardan bu uygulamayı isteyiniz ki, karşılıklı güven ortamı oluşsun.
Burada kimseyi kasdetmiyorum. Üzerinize alınıp da , geçmişte olduğu gibi iftira kampanyaları başlatmayınız. Her kes işini yapsın. Rabbim kim dilerse onu muvaffak eder. Kişi bu işi kötüye kullanıyorsa, Rabbim cezasını vermeye muktedirdir. Sizlerin oyunlar oynamanıza gerek yoktur.
Bu yazdıklarım , hakikattir ve bizzat aynel yakın tecrübelerimizdir. Ama bunlar oluyormuş diye de , ben bu işi yaparım diyen her kese kanmayınız. Zaten uzun zamandır bu tür yazılar yazmıyordum .
Sebebi de , bizim bu yazılarımızı kullanarak safi kalpli ve çaresizi insanları tuzaklarına düşüren insanlar olmuştur.Ve ya kendi tekerlerine taş koyduğumuzu ve oyunlarını açığa çıkardığımız düşüncesine varan sanal alem şarlatanlarının şahsiyetimize olan saldırılarından ve imha komplolarından bıktığımızdan dolayıdır. Burada dikkat etmeniz gereken , ben bu işi yapıyorum diyen kişi, uygulama yaptığı an mutlaka bedeninizde o uygulamayı hissedersiniz.Bu hissetme , eğer o kişinin hastası iseniz veya ondan netice alacaksanız olur. Hasta değilseniz veya frakanslarınız tutmazsa bunu hissedemezsiniz. Hissetmeniz için hastalık sonrası bazı hissiyatlarınızın açılmış olması gerekir. Eğer kişi uygulamam sonucu rahatlamazsa veya bazı haller hissedemezse , zaten tedaviye almak istemem. Çünkü netice zor olur. Sizler çok uzakta da olsanız, bin ruhaniyatla çalışıyorum, astral seyahat yapıyorum diyen kişi, telefonla , sadece sesinizi duyduğu an bile, size bu tür uygulamalar yaparlar ve anında o rahatlamayı kısmen de olsa hissedersiniz.En azından bedeninizde bir elektriklenme olur.
Ama burada dikkat etmeniz gereken husus, bu tür bedene yerleşen varlıkların tedavisi birkaç uygulama ile alınamazlar. Bu, o varlığın mahiyetine göre birkaç seans veya hattat birkaç ay bile sürebilir. Ama her uygulamada mutlaka rahatlama olur. Rahatlama olmuyorsa gerekli müdahale yapılamıyor demektir.
Bu rahatsızlıkların bazı sebepleri vardır. Bunları ilerdeki yazılarımda, ayetlerle isbatlı olarak yazacağım inşeallah.
Bu işte ehil olan çok değerli hocalarımız var. Hepsini saygı ile anıyorum ve inşeallah bu tür hocalarınız enaniyet ve benlik duygularına kapılmadan, sadece Allah a ve topluma hizmet maksadı ile bir araya gelirlerde , teşviki mesai usulü ile beraber çalışırlar ve bu tür tedavilerde harika neticeler alırlar.
Çünkü ben bu işte beraber müdâhalenin, ne derece mükemmel neticeler verdiğine bizzat şahidim. Bu konuda da çok istekliyim. Ama maalesef, birkaç kişi haricince, kime bu hususta yaklaşmışsak, nefis ne enâniyet veya kişisel menfeat arzuları sebebi ile sıcak karşılamalar ve tavırlar bulamadık.
Unutmayınız ki, bu iş bir ilimdir. Cinleri veya ruhaniyatı her kes görebilir. Bunun için ağır bir musallatlık veya cinni hastalık geçirmesi yeterlidir. Bu tür kişiler, en iyi hocadan bile iyi görürler. Ama hükmetmek ayrı bir iştir ve belirli bir ilim ve mağneviyat gerektirir. Günümüzde hükmediyorum diyen bir çok insanlar hükmediliyorlar da, farkında değiller.
[ Görmüyormusunuz ki, biz kafirlere şeytanları musallat ediyoruz. Onları oynatıp duruyorlar.] Meryem Suresi 83. Ayet.
Bu konuları teferruatlı olarak zamanla anlatacağız inşeallah.
2-ÖNEMLİ BİR UYARI:
Selamün Aleyküm muhterem kardeşlerim.
Sizlere önemli konu hakkında izahatta bulunma geregiyle bazı açıklamalarda bulunacağım inşeallah.
Bilindiği üzere, cinni musallatlıklar sonucu ruhsal ve bedensel bazı sıkıntılarla karşılaşmaktayız. Ama bu rahatsızlıkların ruhani boyutlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda ki tereddütlerden dolayı , bu sıkıntılar üzerine gidilmemekte ve bundan dolayıda ömür boyu bu sıkıntılarla yaşamaya mecbur kalmaktayız.
Mâlesef , ruhani rahatsızlıklar ve bunlardan dolayı vûku bulan sıkıntılar çok çeşitli olabildiğinden, bunların analizi tam yapılamamaktadır. Aslında burada ki en büyük sebeb te insarlar arasındaki iletişim bozukluğu, birbirlerini yok saymaları, en iyisi benim saplantısı, Tıbbı uzmanların, mağnevi sıkıntıları da tıbbı alanda çözmeye çalışmaları, rahatsız insanların , bu rahatsızlıklarından dolayı baş vurdukları ehil olmayan insanlar tarafından defalarca dolandırılmaları sonucu, mağnevi tedavi yapan tüm insanları sahtekar ve şarlatan olarak algılamaya başlamaları gibi, sebeplerden dolayı, insanlar artık bu tür sıkıntılarla yaşamak zorunda kalmakta veya bu sıkıntıları tıbbı yöntemlerle çözmeye çalışmaktadırlar. Tâbi ki bunun sonucuda yaşam boyu bu sıkıntıları çekmek zorunda kalmaktadırlar.
Burada mağdur insanlara da hak vermek lazım. Ama yapılması gereken en doğru şeyde , bir an önce bu durumlardan kurtulma çaresini ve vesilesini bulmak olmalıdır.
Benim burada kastettiğim sıkıntılar, insanın bedenine yerleşen mahlukatlar sonucu çekilen ızdırab ve vesvese, gayri meşru hissiyat gibi rahatsızlıklardır. Bu tür rahatsızlıklarda muska ve rukye tedavileri, gerçekten çok alim zatlar tarafından yapılmadığı takdirde tam netice verememektedir ve bu alim şahıslarda malesen çok nadir bulunmaktadırlar.
Ama diğer bir alternatif ruhaniyatla bu sıkıntıların def edilmesi ve ya bedenin temizlenmesidir.Bu tür rahatsızlıklara , direk hissiyatı kullanarak, teşhis edip müdahale edilmezse netice alınması çok zor olmaktadır. Yani hedefe odaklanıp nokta atışı yapılamazsa, bu musallatlardan ve bunların verdikleri sıkıntılardan kurtulunamaz.
Evet kısmı müdahaler, kısmi rahatlamalar oluşturur. Kişi, tedavi olduktan sonra saldırılar, görüntüler ,v.s gibi sıkıntıları giderilmiş olabilir. Ama beden de yaşayanlar veya sürekli büyü ve tılsım yaparak kişiyi bağlayanlar dan kurtulmazsa, ömür boyu bu sıkıntıları yaşamaya devam eder.
Özellikle ;
- Ense ağrıları
- Beyin damarlarında ki çelikmeler ve keçelenmeler
- Kürek kemiklerinde ki , kramp ve kulunç ağrılarına benzeyen sıkıntılar
- Ayak bileklerinde , topuk arkalarında, bacak ve ayak altındaki romatizma ağrılarına benzer ağrılar ve kaşıntılar
- Yine ense kökündeki , omirilik bölgelerinde kireçlemeye veya boyun fıtığına benzer ağrılarla , ensenin her iki tarafındaki kalın damar ve sinirlerindeki katılaşma ve kasılma ağrıları
- Soğancık bölgesindeki yerleşmelerden kaynaklanan ağrılar v.s
İşte buna benzer sıkıntılar malesef beden de yaşayan veya sürekli tılsım ve bağlamalar yapan şeytani varlıkların sebeb oldukları sıkıntılardır.
İnsanlar bu sıkıntıların sebebini bilmedikleri için, kimi, kulunç der, kimi romatizma , kimi de fıtık der geçer ve malesef ömür boyu , bu dayanılmaz ızdıraplarla yaşamaya devam ederler.
Burada en büyük sorun , tedavi eden zatın, bu sıkıntıları hissedememesi halinde müdahale de eksik kalmasıdır.Eğer müdahale eden zat, bioenerji veya hissiyat yoluyla bu sıkıntıları bizzat kendi bedeninde algılayamazsa, müdahale yetersiz olur veya tam temizlendiğini anlayamaz. Aldım der gönderir, Ama bunu kendi bedeninde de hisseden zat, bu sıkıntıyı kendi üzerinden takip eder ve kendisi rahatlayana kadar bu tedaviyi devam ettirir. Hasta söylemeden, kendisi tedavinin bitip bitmediğini anlar.
Bu iş sadece kitapla olsa idi, internet ortamında olmayan bir havas kitabı kalmadı, her kes hoca olur ve her müdahalede tam netice alırdı. Ama durum sadece ilmi yönden bilmekle olmuyor. Bu tür tedavilerde ruhaniyatla iletişime geçemeyen, onları algılayamayan, bioenerji dediğiniz olaylarla kişi üzerindeki sıkıntıları tam anlayamayan kişiler, sadece kitaptaki uygulamları vucuda geçirir ve sizi sıkıntılarınızla baş başa bırakırlar.
Zaten bu kişi , dediğim özelliklere sahipse, sizi yanına çağırmadan dahi size müdahale eder ve bu müdahale sonucu sizler rahatlamaları algılarsınız.
İşin diğer bir boyutu maddi ağrılar haricinde, rahatsız edici hissiyatlar ve vesveselerle insanlara rahatsızlık veren, şerir mahlukatların insanlar üzerinde bıraktığı etkilerdir.
Malesef sırf bu hissiyatkar ve vesveselerden dolayı bir çok ehli iman kardeşimiz, çok istemelerine rağmen ibadetlerinde dâim olamamaktadırlar. İbadet ettikçe sıkıntıları artmakta ve kendilerini daha çok günah işler bir vaziyette algılamaktadırlar.
Şeytanın en büyük hilesinden biri de , bu tür rahatsızlığı olan kişilere, rahatsızlıklarını gizletmekte, ve sanki bunu söylediği zaman insanlar kendini dinsiz veya sapık sanacaklar düşüncesi vererek veya gurur meselesi yaparak, bu rahatsızlığını için attırmakta ve dışarıdan yardım almalarını engellemektedirler.
Bu konuda o kadar yaşanmışlığımız ve tecrübelerimiz var ki, inanın bu olayları bilseniz ne derece büyük bir tehlikede olduğumuzu anlarsınız.
Bu sıkıntıları sadece dünyevi kalıplar içinde görürseniz bir nebze vurdumduymazlıkla işi götürebilirsiniz. Ama uhrevi pencereden de bakınca, kesinlikle umursanlayacak bir olay olmadığını anlarsınız.
Çünki dünyevi sıkıntılar bir şekilde çekilir, idare edilir. Ama işin uhrevi boyutunda, kişi bu mağnevi sıkıntı, ruh daralması( bunun için şeytani varlıklar, özellikle gece uyku anında, çok etkili büyü ve tılsımlar yaparlar veya ilişirler)iman erkanlarını kalbizimden sökecek vesveseler ve insanı sapıklığa ve küfre sokacak, karşı konulmaz hissiyatlarla , insanın direk imanına ve Kudsiyatına saldırırlar. Öyle insanlar varır ki, bu sıkıntıdan biraz olsun uzaklaşmak için, ya tamamen sapıklığa dalarlar veya kendilerini cezalandırma niyetiyle intehat ederler.
Burada yazdıklarım size roman veya hikaye gelebillir. Ama varlığımız kadar gerçektir.
Malesef bu sapıklık ve küfür derecesinde ki hisiyatlardan , bu ilmi yanlış kullanmaları sebebiyle, Tokat yeyip şeytanın musallat edildiği , çok âlim bildiğimiz zatlarda vardır. Malesef bunlarda gururlarının esiri olup, bunu açıklayamamakta ve bu ızdırap bataklığından çıkmak için kendi başına çırpınıp durmakta veya kendini tamamen akıntıya bırakıp işin oluruna razı olmaktadırlar. Oysa ki kaybedilen sadece dünya hayatı olsa hiç sorun değil. Ama kaybedilen ebedi bir alem olunca , böyle boşverilmemesi gerekmektedir.
Aslında bu tür sıkıntılara mağruz kalan kişilerin kurtuluşuna vesile olabilmek için kendilerini feda eden az da olsa çok ehil kardeşlerimiz var. Ama malesef, yukarıda belirttiğim gibi, bunlarda , bu işi suistiğmal eden diğer kişilerin kurbanı olmaktadırlar. Zaten medyatik olmayanlar bu alemde tercih edilmemekte, İşi bilenlerde, Allah rızası dairesinden çıkmak veya enaniyetine esir olmak korkusuyla medyatik olma konusundan uzak durmakta , ilkelerinden taviz vermemektedirler. Bu yüzden de bu tür kişilere çok az kişi haricinde kimse ulaşamamaktadırlar.
Şunu iyi anlamak lazım. İnsanların sapıklıkta tavan yapması ve dinden tamamen soyutlaşmaya başlamaları, zulüm ve haksızlıkta ifrat derecelere gelmelerinden dolayı, yani ahir zaman da olmamızdan dolayı , bu sıkıntılar çok ileri derecelere gitmek durumundadır. İnsanlara büyü ve sihir yapmaya gerek kalmadan, insanlar hatalarının cezası olarak şeytanın musallatlığına ve bu şeytani varlıkların sapıklığa sevk etmesine mağruz kalmaktadır. Enaniyetin ve kibrin doruk noktasına erdiği bu dönemde de başka ne beklenebilir ki. Bu durum ayeti kerimelerlede sabittir. Çeşitli yazılarımda bu ayetlere yer vermiştim. Burada tekrara gerek yok. Ama burada şunu iyi anlamak gerekir. Bazı meallerde malesef yanlış kelimeler kullanılmakta ve Hâşâ Allah dilediği kulu sapıklığa sevk eder gibi çok yanlış mealler yapılmaktadır. ALLAH C.C ASLA KULLARINI SAPIKLIĞA SEVK ETMEZ. SADECE SAPIKLIĞA SEVK OLAN KULU KURTULUŞA LAİK DEĞİLSE, O SAPIKLIK ÜZERE BIRAKIR. Onu, oradan çıkarmak için husisi rahmetini tecelli etirmez. Burada kimse kendini temize çıkarmasın. Allah c.c de kimse yi sağıklıktan kurtarmak zorunda değildir. Kişi ye irade vermiştir. Kişi ister Allah c.c uygular.
İşin çıkmaz tarafı ise, insanlar işlemiş oldukları suçlardan dolayı başlarına gelen bu sıkıntıları ve bunlardan kaynaklanan rahatsızlıkları da klasik cin musallatlığı sanmakta, buna göre müdahaleler yapılmakta vede dolaysıyla neticede de, fiyaskoya uğramaktadırlar. Bura da ,musallat olan şeytan ve şeytani varlıklar, verdikleri sıkıntılarda aynı sıkıntılar, ama musallat olma nedenleri farklı.Mâlesef sebeb bulunamadığı için de sonuca ulaşılamamaktadırlar. Hele bu insanlar birde dine karşı ve materyalist düşüncede iseler , nasıl bunlara tedavi uygulayacaksınız vede netice alacaksınız , siz anlayın.
Şükür bu konuda genelde seçici olduğumdan, bu tür sıkıntıları fazla yaşamamaktayım. Çünkü olayın özüne vakıfız inşeallah. Genelde imani yönden sıkıntı oluşturmayacak kişilere müdahale ettiğimizden, uygulama usullerinde de sıkıntı çekmemekteyiz. Yani Kur an şifadır düsturunu rahatça uygulamaktayız.
İnsanlarımız netice alınamayınca , hep uygulama yapan arkadaşları suçlarlar. Ama bilmezler ki bazı sıkıntılar, hatalardan kaynaklanır, diyeti ödenmeden ve tövbe kabul olunmadan bu sıkıntılar kaldırılamaz. Velev ki , seni tedavi eden kişi en büyük âlim veya üstad olsun. Nitekim her biri, birer vesiledir. Ayeti kerimede belirtilmemiş mi ki ‘’ Benim iznim ve onayım olmadan , kimse kimseye şefeat edemez veya kimseye şefeat izni verilmez’’ Bir peygamber dahi Rabbim in izni ve onayı olmadan şefaat edemedikten sonra, bizler mi şefeaat edeceğiz veya vesile olacağız.. Hâşâ diyelim ve bu işi iman dairesinde düşünüp ona göre işlem yapalım. ( Benim cinim var veya hüddamım var, her iş garantili diyen mütevazi kardeşlerimin kulakları çınlasın).
Arkadaşlar konu konuyu açıyor, İnsanın yazdıkça yazası geliyor. Ama uzun yazarak sizi fazla sıkmak istemiyorum.
Uzun lafın kısası, bu ruhani rahatsızlıklar gerçekten ihmale gelmez. Bu da mağnevi bir kanser. Maddi boyutta ki kanser sadece bizi dünya hayatından alır ve sabredersek ebedi saâdeti kazandırır. Ama ruhani kanser, imana ve kalbe iliştiği an , hem dünyamızı ve hemde ahiretimizi mahv eder. Bizi imansız , sapık ve kebairlere bulaşmış bir surette Rabbulâleminin huzuruna sevk eder. Dönüş ve telafisi de yoktur.
3-Grup çalışması hakkında
Selamün aleyküm.
Ruhani rahatsızlıkların tedavi edilmesi hususunda bir çok paylaşımlar ve uygulanan metodlar var. Bu konulara ilgi duyan bir çok arkadaşlarımız, büyük bir öz veri ile bu işi daha iyi yapabilmenin çabası içersinde değişik uygulamalarda bulunmaktadırlar.
Bura da konumuz, büyü, muska, aşk , meşk olayları değil. Cin ve şeytan musallatlıklarından,en etkili bir tedavi ile nasıl kurtulunur meselesi.Kim nasıl yapmış, Kim dolandırıcı imiş, kim hakiki hoca imiş . O bizim konumuz değil. Bunu şundan söylüyorum. Sizlerde belki şahit olmuşunuzdur. Bu işi yapamayıp eline yüzüne bulaştıran , sözde medyum veya hoca, asıl olarak tam bir ruhani hasta olan kişiler, kendilerini bir halt zannedip, piyasada her medyum veya hoca silinsin. Onları sahtekar olarak ifşa edelimde piyasa bize kalsın diye, sözde sahte hoca ve medyum avına çıkmışlar. Akıldan yoksun bazı kişiler, benide arıyorlar. Bilmem ben hastayım, bende ne var gibi oyunlarla ve komplolarla, ses kaydı alıp, bak bu buda şarlatanmış deme hevesinde olan cin musallatlı, hasta ruhlu kişiler.Hatta öyle şeylere başvuruyorlarmış ki , cinsel içerikli iftiralar veya beni dolandırdı şeklinde paylaşımlar dahi yaptıklarını duyuyoruz. Evet bu şekilde olan sapıklarda var.Bunların ifşa edilmesi lazım. Ama onlarla değilde , bu işi dürüstce yapanlarla uğraşmayı tercih edenler daha çok.Bu işi sapıkça yapanlar varsa, onları zaten tuzaklarına düşenler ifşa ederler. Ama unutmuyorlar ki , onların bir oyunu varsa, Rabbiminde onlara bir oyunu var. Aslında , gerçektende piyasanın sahte medyum ve hocalardan temizlenmesi lazım. Ama işin acı tarafı, temizlemek isteyenlerde, sahte medyum ve hocalar.
Zaten işin ehli olan ve işini gereğince ve dürüstçe yapan kişiler, bu tür saçmalıklarla uğraşacak vakti bulamazlar. Uğraşanlarda, dediğim gibi dürüstlükten yoksun olup sahtekarlıkla tutunmaya çalışanlar.Neyse ki fal ve aşk olayları ile uğraşmadığımdan bizi pek tuzağa düşüremediler şükür.
Asıl konumuza gelelim.Şaytan ve cin musallatlıklarıyla ilgili tedavi yöntemlerinde en etkili uygulamanın , ruhani alandaki uygulamalar olduğunu gördük ve şu an sadece bu alanda çalışmalar ve araştırmalar yapmaktayım. Burada ki en büyük sıkıntı , bu tür tadaviyi yapan arkadaşların, bu işi sadece kendilerinin yapabildiğini düşünmesi veya kendileri uygulama yaptıktan sonra hasta düzelmezse, bunun vesvese veya takıntı olduğunu söyleyerek hastayı başlarından atmalarıdır. Bende bu konu ile ilgili bir çok arkadaşla ortak uygulama denedim ve yaptım. Tabi ki, bu tür arkadaşlara yanaşırken mutlaka bu işi bilmek isteyen bir şahıs modunda yanaşmak lazım. Diğer türlü zaten seni kabullenmezler ve işin içine başka hissiyatlar girer. Uygulamalardan edindiğim sonuç, Özellikle bedene yerleşen ve gezinen varlıkların ve bunların komuta merkezleri durumunda olan dışardaki idare ve güç merkezlerinin tam tesbit ve teşhis edilemediğinden, kısmı rahatlamalar olmakta ve ertesi günlerde bu varlıklar alınamadığından , rahatsızlıklar devam etmektedir. Özellikle kendi hastalarıma uygulamalar yaptırdım ki, neticeyi tam görelim diye. Malesef sonuçta tesbitlerim doğru çıktı. Yani bazı musallatlar algılanamadığı veya tam tesbit edilemediğinden, alınamamaktadırlar. Bazı durumda da, dışarıdan sürekli büyü ve okuma gibi faktörler kullanan şeytani varlıklar elde edilemediğinden, hasta her gün temizlense de , ileri ki günlerde yeniden rahatsızlıkları devam etmektedir.
Bu işi yapan kardeşlere bunu anlatmaya çalışsak ta, malesef ikna edemedik. Biz bu aleme hükümdarız, bizim sözümüz üzerine söz olmaz, hesabıyla bir ortak nokta da anlaşamadık. Burada en hassas nokta, şeytani varlıkların ne derece sinsi ve güçlü olduklarını kabullenemememiz olmaktadır. Malesef insanları enaniyet noktasından vurup, teslim almakta ve ondan sonra istedikleri gibi at oynatmaktadırlar.
Bu yüzden asla , tedaviye aldığım kişinin ağzından ben düzeldim, hiç bir sıkıntım kalmadı sözünü duymadan tedavimi bırakmam. Bazen olur aylar sürer. Aslında sürmesi lazım. Bir seansta veya bir günde bu işi çözmek çok zor. Evet Rabbim ol der , olur. Ama bu işlerde doğru sebebler dairesinde olur. Bize ne gibi imkanlar sunulmuşsa, karşı tarfada aynı imkanlar, belkide daha fazlası sunulmuştur.
Konuyu fazla dağıtmadan asıl anlatmak istediğime gelelim. Bu tedavi usulunde grup çalışmaları mükemmel neticeler vermektedir. Ama ehil kişilerle. Ehil derken, benim aradığım kişilerin çok ilim sahibi hocalar olmasına gerek yok. Sadece sağlam algıları ve istiğdatları olan kişiler olmalıdır. Her zaman şunu savunuyorum ve buna şahidimdir. Öyle hasta insanlar vardır ki, görüntüleri ve işitmeleri, bazı kişilerin tabirince çakraları, bu ilim üzerinde yıllardır çalışma yapan hoca veya medyum arkadaşlardan daha mükemmeldir. Bu işi adam gibi yapmak istiyorsak öncelikle enaniyeti bırakacağız. Bu işi sadece ben bilirim sözü sadece şeytandandır ve ‘’ O (Allah) , yarattıklarından istediğine , dilediği kadar özellikler verir ‘’( fatır-1) ayetine muhalefet etmek veya inkar derecesine gelmektir. Malesef insanlar Kur an ı tam anlayamadıklarından, şeytanın bu gibi oyunlarına gelebilmektedir.
Her zaman şunu bilelim. Bizler sebebiz, vesileyiz. Şifa veren Allah. Rabbim samimiyetimize ve dürüstlüğümüze binaen bizi bu vesilelikte muvaffak kılar. Ben bir seansta netice alırım demek , kendini müsebbib bilmek manasına gelir. Allah muhafaza şirke kapı açar. Bizim vazifemiz, netice alana kadar, Rabbim şifa verene kadar savaşmak ve mücadele etmektir. Bir kaç seansta netice alamayınca, sendeki vesvese ve takıntı diyerek, o mazlum kişileri başından atmakta, büyük bir vebaldir.
Bu konuda gerçekten ruhani alemle irtibatı olan, hasta dahi olsa, onları görebilen ve duyabilen arkadaşlar olursa, onları bu konuda grup çalışmalarına alıp , böylelikle hem onları acizane bize nasip edilenler oranında yetiştirmek, hemde bu rahatsızlıklardan dolayı hayatı ızdıraba dönen kardeşlerimize daha mükemmel hizmet sunmak isteriz. Arayan kişilerin ruhani hasta olması,seans anında bayılması falan önemli değil. Onların tedavilerini yaptıktan sonra çalışmalara alacağız. Zaten seans anında da kendileri duruma şahit olacaklar inşeallah.Buradaki şartımız mütavazilik. Ben bilirim diyen arkadaşlar, bildikleri ile kalsın.
Bu arkadaşları seçerken, doğrudan hastalarım üzerindeki musallatlara mudahale ederek, gerçekten görüp görmediklerini test edip, öyle çalışmalarımıza alacağız. Bu konuda Allah ın izni ile yanılma şansımız çok az. Çünki tastiki bizimle beraber hastalarımız da yapacaklar. Bir nevi juri olacaklar. Bu arkadaşlarla , ruhani ve şeytani varlıkların tesbiti ve imhası konusunda çok özel çalışmalar yapacağız. Zaten bizim bir şey söylememize gerek kalmayacak. Kendileri şahit olacaklar.
Burada en büyük ricam, kendinden emin olan kişiler arasınlar. Burası görüntü açma merkezi olmayacak. Meraklı arkadaşlarımdan özellikle rica ediyorum. Gereksiz yere rahatsız etmesinler. Bende cin varmı, gibi gereksiz söylemlerle bizi aramasınlar. Zaten olan bilir.Karnı ve ya başı ağrayan kişinin, benim karnım veya başım mı ağrıyor? diye yanındakine sorması ne kadar saçma ise, Gerçekten cinni hasta olupta, bunları gördüğü halde, bende cin mi var demesi, o kadar saçma. Sadece sebebini araştıra bilir. Bu sözlerim çalışmaya katılacak arkadaşıma yönelik. Yoksa tedavi olacak veya kendilerindeki sıkıntıları öğrenecek arkadaşlarımıza değil.
Selametle kalın.